Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan CTP Güzelyurt İlçe Başkanı Çağlar Gulamkadir, Toplumu yok etmeye çalışan bir yapı ile karşı karşıyayız.
Güzelyurt bölgesinde yaşanan narenciye, yükseköğrenim ve sağlıkta yaşanan krizlere dikkat çeken Gulamkadir, Hakikat Web TV’de Ceren Ercih’in konuğu oldu.
Güzelyurt özelinde ve ülke genelinde yaşananları özetleyen Gulamkadir, Bir kent düşünün ürünü dalında, üniversitedeki yolsuzluklar orada, sahte diplomalar havada uçuşuyor, sağlıkta hizmet alamıyorsunuz, hastaneniz yok, bu tablodan ne anlaşılıyor. Bu toplumu yok etmek için sistemli bir şekilde çalışan bir yapı ile karşı karşıyayız. Bu yapıda kendi adına şu anda hükümet diyor. Hiçbir insan bu şekilde yaşamayı hak etmiyor. Bu yaşananlara dur demenin zamanı geldi. CTP olarak halkımıza diyoruz ki bir an önce erken seçime gidilmeli” diyerek erken seçim çağrısında bulundu.
GÜZELYURT YOLUNDA BARİYERLER EKSİK, YOLLAR KARANLIK
Ülkemizde son zamanlarda yaşanan trafik kazalarına dikkat çeken Gulamkadir, “Güzelyurt yolunda belirli yerlerde bariyerler yok, yolların karanlık olması da trafik kazalarına sebebiyet veriyor” dedi. Trafik ve Ulaştırma Hizmet Komisyonunun her ay toplanması gerektiğini ancak üç yıldır toplanmadığını bu konuyla ilgili kamuoyunun bilgilendirilmesi gerektiğini kaydeden Gulamkadir, Trafik Eğitim Parkı’nda 75 bin kişiye eğitim veren eğitmenlerin son üç aydır sözleşmelerinin yenilenmediğini de hatırlattı. Hükümet yetkilileri tarafından insan hayatına verilen değer işte bu kadardır.
GÜZELYURT’A 1 AMBULANSLA HİZMET VERİLMEYE ÇALIŞILIYOR
Güzelyurt bölgesinde sadece 1 ambulansla hizmet verilmeye çalışıldığını kaydeden Gulamkadir, “Güzelyurt sağlık Merkezinde 2018 yılında dörtlü hükümet döneminde 24 saat doktor bulundurulan bir merkez haline getirilmişti. Şimdi doktor eksiklikleri yaşanıyor, doktor bulunamıyor, ilaca erişim sağlanamıyor. Kalkanlı yaşam evinde ise iki bakanlık arasında imzalanmayan protokol nedeni ile kriz yaşanıyor. Doktor yok, sağlık çalışanlarının, hasta bakıcıların sayısı yetersiz. Yaşlılarımız maalesef ölüme terkedilmiş durumdalar. Bunu kabul asla kabul etmiyoruz” diyerek bölgedeki imkânsızlıklara dikkat çekti.
SÜRECİ YÖNETEMEDİKLERİ İÇİN FABRİKALAR KAPANDI, ÜRÜN DALINDA KALDI, YENi KRİZ KAPIDA
Ağustos ayı itibari ile Güney Kıbrıs’ta yeşillenme hastalığının görüldüğünü hatırlatan Gulamkadir, “Hükümet olarak tedbir almaları gerekirken yetkililerimiz sadece seyretti. Türkiye ile yapılan görüşmelerde kendi kendimize bir ambargo uyguladık. Bu süreçte ürünleri kimlerin satacağını da ne kadar satılacağını da belirledik. Sektörün yarısından fazlası dışarda bırakıldı” dedi.
İhracatçı birliklerinden kapılı kapılar arkasında özür dilendiğini ve kamuoyuna sorun çözüldü denildiğini iddia eden Gulamkadir, “Bilimsel çalışmalar yapılmadan Cumhurbaşkanı ve Cypruvex Müdürü tarafından hastalığın varlığına dair açıklama yapıldı. Bu kaos içinde kesimler başlıyor, sürekli bir şekilde sorun yok yönünde açıklamalar yapılıyor ve süreci yönetemedikleri için bazı fabrikalar kapatıldı, fabrika işçileri gönderildi” diyerek yaşanan süreci özetledi.
BİLİNÇLİ BİR ŞEKİLDE SEKTÖR BALTALANIYOR
Kesim işçilerini buraya getiren kontraktörler uyarı grevi yaptığını hatırlatan Gulamkadir, “Koltuklarda oturanlar, algı operasyonlarıyla uğraşıyor. Getirilecek işçilerden bin ile üç bin Euro arası teminat adı altında komisyon isteniyor. Gelecek olanların barınma, güvenlik ve sonrasında akıbetleri ne olacağına dair ciddi soru işaretleri yaşanıyor. Türkiye’den gelen mevsimlik işçilerin seçimde oy kullanması ve bayramı aileleriyle geçirmesi sebebini ‘Geri gidiyorlar, gelmeyecekler’ diyerek üreticiyi ayaklandırmaya çalışıyorlar. Tedbir almak önemlidir fakat 700 ‘den fazla işçi halen iş başındadır. Uyarı grevi ardından kesintisiz iş verileceği taahhüttü yapılmıştı o günden sonra fabrikada iş durdu. Üç gün içerisinde kendi verdikleri taahhüttü yerine getiremediler. Geçen yıla göre yaklaşık 20 bin ton geriden gelen bir kesim sorunu yaşanıyor. Yeni kriz kapıda, İşçilere düzenli bir şekilde iş sağlanmıyor, adınada işçiler yetersiz deniyor. O bölgedeki üreticiyi, ihracatçıyı, fabrikada çalışan işçiyi bitirdiniz. Şimdi kontraktörleri bitiriyorsunuz. ” ifadelerine yer vererek bilinçli bir şekilde sorunlar yaratıldığını ve sektörün göz göre göre baltalandığını kaydetti.